19 Aralık 2015 Cumartesi

Ege’den Bir Çingene Efsanesi

Ege’den Bir Çingene Efsanesi
cingene efsanesiAntik çağlarda Ege kıyılarında, birçok Yunan uygarlığı vardı. Bunlardan biri de İzmir yakınlarında idi. Adına Yaban Gülü Uygarlığı denirdi. Bu uygarlık adını bir Ege efsanesinsinden almıştı.
Rivayete göre Ege kıyılarında dünya çingenelerinin başı olan, bir büyük çeri yaşardı. Bu çerinin aşiretinde adı dillere desten olan bir kız vardı. Bütün çingene kızları gibi sıradan bir güzelliği olmasına rağmen, çok güzel sesiyle öyle danslar ederdi ki, ünü bütün dünyaya yayılmıştı.

Yaşlı çeribaşı bu kızın cilve, işve ve danslarına kapıldığından her akşam Ege sahillerinde yaz eğlenceleri düzenlerdi. Bu eğlencelerde tahta fıçılarla, at arabaları dolusu şaraplar gelir, dünya çerileri arasından seçilmiş en iyi kemancılar, zurnacılar ve darbukacılar sahilde toplanırdı. Çok geniş dev halkalar oluşturulur, ortada çam odunlarından bir büyük ateş yakılırdı. Kuzular çevrilir, toprak testilerle şaraplar fıçılardan alınır, herkese dağıtılırdı.
Herkes bir büyük merak içinde çingene kızının çıkmasını, ünlü büyülü danslarını yapmasını beklerdi. Sonunda güzel çingene kızı, saçlarına taktığı yaban gülü, parmaklarında zilleri, uzun eteği ve şuh edasıyla ortaya çıkardı. Bir anda bütün sesler kesilir, saz ekipleri en oynak parçaları çalmaya başlar, çingene kızı da kıvrak bedeniyle dans ederdi. Hızla döndükçe etekleri bir gül gibi açılır, güzel bacakları ay ışığında Venüs heykelleri gibi parlardı.
İri kahve gözleri, can yakan endamı, şen şakrak neşeli sesi, zillerinin şıngırtısı bütün sahilde yankılanırken, toprak şarap testileri dolar dolar boşalırdı. Çingene kızının nereden geldiğini, kim olduğunu, hatta adını bile bilen yoktu. Ancak ipek saçlarına taktığı yaban gülü her zaman yerinde dururdu. Onu ne yatarken, ne dansederken, ne de bir başka zamanda gülsüz gören olmamıştı. Bu nedenle çingene kızına herkes Yaban Gülüm dediğinden adı Yaban Gülüm olmuştu. Bu da yetmemiş, çerinin adı da Yaban Gülüm Çerisi olarak ünlenmişti.
Anadolunun içlerinde, Ege’nin karşı sahillerinde, hatta arap kıyılarında Yaban Gülüm’ün methini duymayan kalmamıştı. Uzak iklimlerden onu izlemeye gelenler çoğunluktaydı.
Yaşlı çeribaşı sonunda sevdalandığı bu kıvrak çingene kızıyla hiçbir şeye aldırmadan kırk gün, kırk gece sürecek bir düğünle evlenmeye karar verdi.
Düğünün her gecesi Ege sahillerinde şölen düzenlendi.
Düğünün son gecesiydi. Eğlencede su gibi şarap aktı. Aşirette Yaban Gülüm’e aşık olanlar, çeribaşını kıskanmaktaydılar. Herkesin sarhoş olduğu bir anda, kir, pasak ve yama içindeki bir çingene genci, çeribaşına saldırarak, onu bıçakladı ve öldürdü. Akan kanlara dayanamayan Çingene kızı denize doğru yürümeye başladı, herkesin gözü önünde…
Hayret!!!! Çingene kızı suya batmıyor, su yüzeyinde yürüyüp gidiyordu. Yürüdü, yürüdü, uzaklaştı, bir nokta gibi kaldı mavilerde ve kaybolup gitti.
Efsaneye göre çingene kızı kendisini çok seven çeribaşının üzüntüsünden çirkinleşti o gece…
Sadece her dolunayda eski güzelliği, eski endamı, eski yakıcılığıyla Ege sahillerine çıkar, görünmez sazların eşliğinde çingene danslarını yapar, sonra da geldiği denize yürür, suların üzerinde, mavilerde kaybolur gider.
Bu yüzdendir ki, Ege sahillerinde yaban gülleri her dolunayda açar, ormanlardan çigan müziği sesleri gelir. Egenin sularında her günbatımındaysa, bir çirkin çingene kızının hayali belirir, ve bu hayal bulutlara vururdu…

18 Aralık 2015 Cuma

Ege'de Nereye Gidilir ?

Ülkemizin her yanı gizli hazinelerle dolu. Keşfedilmemişliğin verdiği güzellik bambaşka… Ancak keşfetmenin verdiği özgürlük ve coşku duygusunu bastırabilmek mümkün değil maalesef. Bu nedenle ülkemizin az bilinen, belki de hiç bilinmeyen cennet köşelerini sizler için araştırdık. İlk durağımız Ege oldu. İşte Ege'de az bilinen olağanüstü 12 rota.

1) Adatepe

Adatepe koyu
Çanakkale Küçükkuyu'da gezerken, Zeus Altarı tabelasından 4 km içeri girdiğinizde kaşınıza çıkar Adatepe köyü. Kazdağları'nın yamacında, zeytinlikler arasında şirin bir köy Adatepe. Eskiden Türk-Rum barış içerisinde yaşarlarmış. Köyün hemen bitişiğinde, Edremit Körfezi'nin tüm ihtişamını gözler önüne seren Zeus Altarı yer alıyor. Efsaneye göre Zeus, Troya Savaşı'nı buradan yönetmiş.

2) Sarıkız Tepesi

kazdaglari sarikiz tepesi
Balıkesir Altınoluk'tan 18 km yürüyüş rotasıyla Sarıkız Tepesi'ne ulaşırsınız ve gördüğünüz güzellikler ağzınızı açık bırakır. Burası Kazdağları'nın en yüksek zirvesi; tam 1776 metre. Kazdağları'nın popüler güzellikleri olan Sütüven ve Hasanboğuldu Şelaleleri'nin yanında pek adını duyuramamış Sarıkız Tepesi.

3) Patricia

patricia cunda adasi
Cunda Adası'nın arka tarafında, el değmemiş bir doğa harikası Patricia. Ormanlık ve zeytinliklerin çevrelediği Patricia, adanın kuzey ucunda yer alan iki köycüğün ortak adı aslında. Patricia, bir zamanlar Rumların yaşadığı ve güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş şirin bir Ege kasabası.

4) Arpaz

arpaz koyu
Aydın Nazilli'nin 10 km güneyinde, anılarıyla baş başa yaşamaya çalışan bir köy Arpaz. Şimdilerde ismi Esenköy olarak geçiyor. Köyün girişinde Avrupa tarzında inşa edilmiş bir şato karşılıyor sizi. Şatonun hemen ardında bir Türk konağı bulunuyor, üflesen yıkılacak. Geçmiş dönemlerde Nazilli'den Davas'a uzanan bir hükümetin merkezi olan Arpaz, bugünlerde tarihin gölgesinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

5) Geyre

geyre koyu
Aydın'ın Karacasu ilçesinde bulunuyor Geyre. 7. yüzyıla kadar Aphrodisias Antik Kenti olarak bilinen Geyre, Anadolu halkının en eski yerleşim noktalarından biri. Türkiye'nin en güzel antik heykel koleksiyonlarından birine sahip olan Afrodisias Müzesi burada bulunuyor.

6) Eski Güllübahçe

eski gullubahce koyu
Aydın'ın Söke ilçesinden 18 km uzaklıkta olan Eski Güllübahçe, ilk görüşte aşkın tanımını yeniden yapıyor. Ege'nin belki de en güzel köy meydanına sahip olan Eski Güllübahçe, 40 – 45 yıl önce terkedilmiş.

7) Doğanbey

doganbey koyu
Aydın'ın Söke ilçesine 36 km mesafede, Samsun Dağı'nın güney yamacında bulunuyor Doğanbey Köyü. Sessiz, sakin yaşayan bir Rum köyü olan Doğanbey, yavaş yavaş keşfedilmeye başladı bile. Asıl ismi Domatia olan Doğanbey köyü, Türkiye'nin ilginç noktalarından biri.

8) Kapıkırı

kapikiri bodrum
Muğla'nın Milas ilçesinde, Bafa Gölü'nün kıyısında büyüleyici bir köy Kapıkırı. Eskiden Herakleia Antik Kentiderlermiş buraya. Mehtap ışığı altında parlayan Kapıkırı, antik kentin harabeleriyle bir arada yaşıyor. Kapıkırı'na geldiğinizde, birbirinden ilginç mitolojik hikayeler duymaya hazır olmalısınız.

9) Sedir Adası

sedir adasi marmaris
Muğla'nın Marmaris ilçesinde, kıyıdan bir ya da iki mil açıkta, zeytin ormanlarının arasından göz kırpıyorSedir Adası. Adada adım attığınız her yerde karşınıza Antik Kedrai Kenti'nin kalıntılarıyla karşılaşmanız mümkün. Yazın kalabalığından geçilmiyor pek. Ama kışın bir başka güzel burası. O ünlü Kleopatra Plajı var ya, hani tuhaf bir kumu var, işte o Sedir Adası'nın sahip olduğu güzelliklerden biri.

10) Eski Datça

eski datca mugla
Ne varsa eskilerde var diye boşuna söylenmiyor. Muğla – Datça'dan 3 km önce sağda, Dadia işaretli bir sapak var. Onu takip ederseniz Eski Datça'nın büyüleyici güzelliği karşılayacaktır sizi. Küçük bir Akdenizköyü Eski Datça. Bal rengi kesme taşlardan yapılmış evleri, sokaklara renk veren begonvilleri ile istiridye içine saklanmış inci misali. Ünlü şair Can Yücel, köyün en seçkin müdavimlerindenmiş. Hatta mezarı da köyün girişinde bulunuyor.

11) Taşlıca

Marmaris taslica koyu
Muğla'nın Marmaris ilçesinde, Bozburun Yarımadası'nın keşfedilmemiş bir köşesi Marmaris Taşlıca Köyü. Taşlıca'da gezinirken kendinizi bir Afrika safarisinde hissetmeniz olası. Mesela karşınıza birden yabani atlar çıkabiliyor. Türkiye'nin en güzel koylarından biri olan Serçe Limanı da burada bulunuyor.

12) İztuzu

iztuzu plaji
Muğla'nın Dalyan beldesi yakınlarında bulunan İztuzu Plajı, Avrupa'nın en iyi plajı seçilmişti 2011 yılında. Kışın ıssız ve büyüleyici bir görünüme sahip. Dikkat; kumların altından her an bir kaplumbağa yumurtası çıkabilir.