3 Ocak 2016 Pazar

Ormancı Türküsünün Hikayesi

Ciktim Belen Kahvesine(ORMANCI) bir türkü hikayesi



Muğla'nın Yatağan ilçesine bağlı

Mugla'nın Yatagan ilçesine baglı Gevenes köyünde Mustafa sahbudak adın da, 1922 yılında bir efe dogar. Babası agadır, dolayısıyla Mustafa da bir aga çocugudur. Mustafa hiddetli bir kisilige sahiptir. Köy Muhtarı Tevfik Cezayirli en yakın canciger arkadasıdır. Herke bu ikilinin arkadaslıgına gıpta ile bakar .Neredeyse her aksam köy kahvesinde bu iki arkadas dama maçı düzenlerler iddialı ve dostça yapılan bu karsılasmalar, kahvedekiler tarafından ilgi ile izlenir. Çünkü bu olayların mükafatını, izleyiciler almaktadır. 1946 yılı, Temmuz ayının sıcak bir gününde bu arkadaslıga kan damlar, öfke seli karısır. Ugursuz hadise cezaevinde sonuçlanarak, elli bes yıldır söylenegelen bir drama dönüsür. 

Sıcak bir temmuz günü Mustafa Sahbudak, her zamanki gibi yine köy kahvesi ne gider. O sırada kahveye Muhtar Tevfik Cezayirli'yi görmege, Yatagan ilçe Milli Egitim Müfettisi ile tahsildar gelmistir. Muhtar olmadıgı için misafirleri her zaman oldugu gibi, Mustafa sahbudak agırlama görevini üstlenir. İki misafiri alıp yemege götürür. Döndüklerinde Muhtar'ı kendilerini bekler görürler. O gün iki misafirden izin isteyip, yine dama tahtasının basına otururlar. Oyunun yarısında orman memuru, Mehmet İn, çıkagelir. Mehmet, sarhostur. Bir gün önce, komsu olan Çiftlik köyünde yangın olmustur. 1946 seçimlerinin evrakları Yatagan'a gönderilecektir. Seçim evrakını Yatagan'a, köy bekçisinin götürmesi zorunludur. Ormancı ise, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için, bekçiyi Muhtar'dan ister. Muhtar: 
-Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulastırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem der. Bunun üzerine Ormancı ile Muhtar arasında, bir tartısma baslar. Muhtar en sonunda:
-Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et, der.  

Ormancı kahveye girip tekrar geri döner, gelir. Dama masasını bir yumrukta darmadagın eder. Mustafa sahbudak, bu davranısa tahammül edemez ve
Ormancı'ya bir tokat atar. Olayın büyüyecegini anlayan köylüler, adamı alıp sakinlesmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı oradan bagırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa sahbudak'ın tahammül sınırını daha da zorlar. Yerinden kalkar, Ormancı'nın üzerine yürür. Ormancı Mehmet'in, kamasını çıkarıp Mustafa sahbudak'ın sol kolunun pazısından yaralar. O zaman, Mustafa sahbudak Ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere dogru ates eder. İste ne olursa, o an olur! 

Muhtar, Ormancı'nın ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa Bey tetigi çoktan çekmistir... Ormancı bunun üzerine kaçmaya baslar. Mustafa sahbudak kaçmasın diye, bir el daha ates eder. Bu ates de öldürmek için degil, kaçmasına engel olmak içindir. ikinci atıs üzerine Mehmet yere düser. 

Arka cebinde tabaka oldugu için, ona hiç bir sey olmaz. Bu arada ne yazık ki, Mustafa sahbudak, kaza kursunu ile dostu Tevfik'i vurur. O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik'i, tahta bir sal üzerinde Mugla devlet hastahanesine götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey'e: 

Babamın selamı var, bu adamı iyilestir. der.
Veli Bey:
-O ölecek, önce senin kolunu saralım. der. O sırada Tevfik eliyle isaret edip Mustafa'yı yanına çagırarak:
-Ben ölüyorum hakkını helal et. der.
Mustafa: 
-Hayır, sen ölmeyeceksin! derken aglamaya baslar. Aslında orada herkes efelerin aglamadıgını bilir. Ancak Mustafa, arkadasının bu durumuna dayanamamıstır.
Gerçekten de biraz sonra Tevfik, hayata gözlerini kapar. Mustafa, en yakın arkadasını öldürdügü için polise teslim olur, Bu olay üzerine dört yıl ceza yer. Ceza. evindeyken her gece Tevfik rüyasına girer. Ancak Ormancı'ya kini gittikçe artar. Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacagını anlayan Ormancı, tayin ister. 
Kavaklıdere Orman Müdürlügüne atanır. Aslen Marmarislidir. Emekliliginden sonra oraya yerlesir. Doksanlı yılların basında, kendi memleketi olan Marmaris'te ölür.
 Mustafa sahbudak cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yasayamayacagını anlayıp, Mugla merkeze yerlesir.  

Çok sevdigi, günlerini birlikte geçirdigi arkadasını Muhtar Tevfik Cezayirli'yi tek 
kursunla öldürdügünde arkada yirmi bes yasında bir es ve üç çocuk bırakır. Muhtar'ın esi Pembe, bu acıya dayanamayınca birkaç yıl sonra aklı dengesini yitirir. Oglanın biri İzmir'e yerlesir. Diger oglanla kız, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam etmekteler. 

Yıllardır her seyi unutmaya çalısan Mustafa'ya bir gün arkadasları, Tahir Usta adında bir degirmenciden bahsederler. Bu degirmenci, annesinin akrabasıdır. Degirmenci Tahir Usta aynı zamanda türkü de bestelemektedir. İste Gevenes köyünde yasanan bu acı olay da bu kisi tarafından bestelenmistir. Dügünlerde okunan, herkesin diline düsen türkü ''Ormancıdır.'' Bir gün, radyodan duydugu bu türkü ile unutmak istedigi olayları, tekrar yasar gibi olur. Radyoyu kapatır, bu türküden çok incinmistir.
 Ormancı türküde Ormancı adı ile, Mustafa sahbudak ise ''Bay Mustafa" adı ile yer almıstır.  

Ormancı Mehmet'in bir anlık sarhoslugunun musibetini, yıllarca pismanlık
duyarak ve memleketinde barınamayarak ödedi demek yanlıs olur.
Çünkü o türkü yasadıgı müddetçe kötü adam olarak anılacaktır ve tarihe öyle geçecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder